🐐 Ziya Osman Saba Şiir Incelemesi
XJblCXY. AnasayfaTürk ŞairlerZiya Osman SabaÇocukluğum KimbilirEmanetYetişirÇocukluğumNe OlduBu RüzgarMisaki Milli Sokağı No 37Bir Sokakta GiderkenGeçen Zaman ÇocukluğumÇocukluğum, çocukluğum... Uzakta kalan bahçeler O sabahlar, o geceler, Gelmez günler çocukluğum. Çocukluğum, çocukluğum... Gözümde tüten memleket. Artık bana sonsuz hasret, Sonsuz keder çocukluğum. Çocukluğum, çocukluğum... Habersiz ölen kardeşim, Mezarı bilinmez eşim, Her bir şeyim çocukluğum. Çocukluğum, çocukluğum... Bir çekmecede unutulmuş, Senelerle rengi solmuş, Bir tek resim çocukluğum... Ziya Osman Saba
NEFES ALMAKNefes almak, içten içe, derin derin,Taze, ılık, serin,Duymak havayı almak, her sabah güne penceren ağaç gölgesinde, bir su gökyüzü, ufuklara her yer Caddeler, meydan, çarşı...Kardeşim, nefes alıyorsun ya!Koklar gibi maviliği, rüzgârı öper gibi,Ananın südünü emer gibi,Kana kana, doya doya...Nefes almak, kolunda bir sevgili,Kırlarda, bütün bir pazar yaz, almak, akşam, iş bitince,Çoluk çocuğunla artık bütün gece,Nefesin nefeslere rahat, unutmuş, uykulu,Yanında karına uzatıp bir kolu,Nefes dolup boşalan göğse...Uyumak, sevmek nefes nefese,Kalkıp adım atmak, tutup ıslık ışıl ışıl, içilecek kokusu, toprak kokusu, çiçek vuran ışık, kulağıma gelen bütün sevdiklerim, her şey, herkes...Anlıyorum, birbirinden mukaddes,Alıp verdiğim her OSMAN SABA
Şair ve yazar olarak ön plana çıkan Ziya Osman Saba, 30 Mart 1910'da İstanbul'da doğdu. Binbaşı Osman Bey'in oğludur. Mütareke yıllarında yatılı olarak başladığı Galatasaray Lisesinden 1931'de; İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden ise 1936'da mezun oldu. Ziya Osman Saba, Hukuk Fakültesini okuduğu zaman Cumhuriyet gazetesinin muhasebe servisinde; okulu bitirdikten sonra ise Emlak Kredi Bankası'nda çalıştı. Sonrasında Milli Eğitim Basımevi Tashih Bürosu'nda görev yaptı. Bir süre Ankara'da yaşayan Saba, İstanbul'a olan hasretinden tekrar İstanbul'a döndü. Yazın hayatına lise yıllarında şiir yazarak başlayan Ziya Osman Saba, ilk şiirini de 1927'de Servet-i Fünun dergisinde yayımladı. Bu dergide tanıştığı arkadaşlarıyla "Yedi Meşale" topluluğuna katıldı. Bir süre Milliyet gazetesinin edebiyat sayfasında yazılar kaleme aldı. Lisede tanıştığı Cahit Sıtkı Tarancı'nın öğrencilik yıllarından itibaren kendisine yazdığı mektupları bir araya getirmesi ile "Ziya'ya Mektuplar" ismindeki ünlü kitabını oluşturdu. 1943'te Yedi Meşale'den sonra ilk kitabı olan "Sebil ve Güvercinler"i; 1947'de ise ikinci kitabı olan "Geçen Zaman"ı yayımladı. İlk öykü kitabı olan "Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi"ni de 1952'de yayımladı. Ziya Osman Saba'nın "Nefes Almak" ve "Değişen İstanbul" hikâyeleri ölümünden sonra basıldı. Ayrıca dönemin önemli dergilerinden olan "Varlık", "Yücel" ve "Ataç" dergisinde yazı ve şiirleri yayımlandı. Kalp hastalığı nedeniyle evine çekilerek kendini "Varlık Yayınevi"nin yayın işlerine verdi ve geçimini buradan sağlamaya çalıştı. Ziya Osman Saba, 29 Ocak 1957'de İstanbul'da geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda etti. İstanbul Eyüp Sultan'da bulunan aile mezarlığına defnedildi. Edebi Kişiliği Yedi Meşaleciler içerisinde şiirle en çok ilgili olan kişidir. Şiirlerinde, çocukluk özlemi, anılara düşkünlük, aile sevgisi, kadere teslimiyet, Allah'a kulluk, ahiret özlemi, küçük mutluluklarla yetinme, ölüm yakınlığı konularını işledi. Sembolist sanatçıların etkisinde kalır. Saf şiir anlayışına uygun şiirler kaleme alır. Şiirlerini gözlemci ve dışavurumcu bir şekilde yazar. Şiirlerinin dili oldukça sade olup anlatımdaki duruluk ve özgünlük şiirlerinin en belirgin özellikleri olarak öne çıkar. Şiirlerinde hüzün duygusu yoğun olarak işlenir. Hem heceyle hem de serbest ölçüyle şiirler kaleme aldı. Hece ile yazdığı şiirlerinde Batı nazım biçimlerini kullandı. İçerik olarak 19. yüzyıl edebiyatına bağlı kaldı. Şair olarak ün yapmasına karşın küçük hikâye türünde de eserler oluşturdu. Hikâyeleri çoğunlukla anı türünü andırır. Ev içi şiirleriyle Behçet Necatigil'i etkiler. Necatigil, Ziya Osman Saba'yı "Hayatla ölümü iç içe yaşamış beyaz şiirler şairi" olarak tanıtır. Eserleri Şiir Sebil ve Güvercinler Geçen Zaman Nefes Almak Öykü Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi Değişen İstanbul Ayrıca bakınız Öz Saf Şiir Anlayışını Sürdüren Şiir Serbest Nazım ve Toplumcu Gerçekçi Şiir Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şiir Memleketçiler Birinci Yeni Garipçiler Garip Dışında Yeniliği Sürdüren Şairler Maviciler Hisarcılar İkinci Yeni Şiiri 1960 Sonrası İkinci Yeni Sonrası Toplumcu Şiir 1980 Sonrası Türk Şiiri Cumhuriyet Döneminde Halk Şiiri Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Anlatmaya Bağlı Metinler Hikâye-Roman Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Göstermeye Bağlı Metinler Tiyatro Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Öğretici Metinler Ayrıca bakınız
Ziya Osman Saba, 30 Mart 1910 tarihinde İstanbul’da doğmuş, 29 Ocak 1957 tarihinde ise doğduğu yer olan İstanbul’da vefat etmiştir. Lise eğitimini Galatasaray Lisesi’nde başarıyla tamamlamış, ardından 1936 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun Osman Saba ilk şiirlerini lise yıllarında yazmıştır. İlk şiiri 1927 yılında Servet-i Fünun dergisinde bir süre Milliyet gazetesinin edebiyat bölümünde ve İçtihad dergisinde yazılar yazdı. Varlık, Yücel ve Ataç dergilerinde de yazıları ve çeşitli şiirleri çoğunlukla hece ölçüsüyle yazmış, bununla birlikte batı kaynaklı nazım biçimlerinden de faydalanmasına karşın içerik olarak 19. yüzyıl edebiyat anlayışından Meşaleciler topluluğunun şiire en sadık ismi ve en gencidir. Topluluk ortaya çıktığında daha lisede okumaktadır.“Sönen Gözler” adlı şiiri ile şairliğe adımını atan ve ona sonuna kadar şairliğe bağlı kalan Ziya Osman Saba, “mümin, mütevekkil ve mütevazı kişiliği” ile öne kafiyeli vezinli ve hece ölçüsüyle şiirlerini kaleme alırken 1940’tan sonra serbest tarzı denemiş ve yaşadığı dönemde görülen bütün şiir tekniklerini kullanmıştır. Nazım şekilleri olarak, mesnevi, üçlük, dörtlük ve sone ve Terza Rima’yı anılara düşkünlük, çocukluk özlemi, ev-aile sevgisi, küçük mutluluklar, yoksul yaşamalara karşı utanç ve acıma, Tanrıya kulluk, kadere boyun eğiş, küçük mutluluklarla yetinme, ölüm yakınlığı, sevgi, öte dünya özlemi gibi konuları işlemiştir. Ölüm karşısında Yunusça bir tevekkül, Tanrı’nın karşısında ise mümin bir kul portresi yaşayan Türkçeyi kullanmış ve şiirlerini sade, açık, yalın bir dille yazmıştır. Gözlemci ve dışavurumcu bir tarzı şiirlerinde bir Yunus Emre edası olaylar karşısında bile memnuniyetini orta halli insanların bakış açısıyla dile getiren Ziya Osman Saba, Türk edebiyatında mutluluk şairi olarak genellikle bir anı atmosferi oluşturmuştur. Annesinin erken yaştaki ölümünün ruhunda açtığı hüzün onun hemen hemen bütün eserlerini Osman Saba EserleriŞiir Sebil ve Güvercinler, Geçen Zaman, Nefes Almak, Geçen Zaman-Nefes Almak bütün şiirleriÖykü Mesut Insanlar Fotoğrafhanesi, Değişen IstanbulZiya Osman Hakkında Ufak BilgilerKırımlı yazar Cengiz Dağcı’nın ilk romanını gözden geçirip Türkiye Türkçesine nakletmiş, böylece Cengiz Dağcı’nın Türk okuyucusuyla tanışmasını Lisesinden itibaren arkadaşı olan Cahit Sıtkı Tarancı ile aralarındaki mektuplaşmaları ile de tanınmıştır. “Ziyaya Mektuplar” hem Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiir görüşlerini ortaya koyar hem iki şair arasındaki dostluğu Ağaç dergisinde çıkarken henüz soyadı olmadığı için sadece Ziya adını kullanmış. Necip Fazıl Kısakürek ve F. Fazıl Tülbentçi tarafından kendisine “Saba” soyadı verilmiş. Sınıfta kalmış, Cahit Sıtkı Tarancı ile öyle büyük bir sabırsızlıkla ölümü beklemiş, ellili yıllarda öleceğini sezinlemişçesine “195..” yazarak son rakamı boş bırakmıştır. ölümü, “Hangi yılsa o, hangi ayın hangi günü / Saati çalınca, gelince sıram”; “Başkaları var başka bir yerde / Bırakıp gideceğim hepinizi” dizelerindeki gibi ölümü sükünetle beklemiş, 29 Ocak 1957’de vefat Meşaleciler SanatçılarıSabri Esat SiyavuşgilZiya Osman SabaYaşar Nabi NayırMuammer Lütfi BahşiVasfi Mahir KocatürkCevdet Kudret SolokKenan Hulusi KorayYazar Hakkında Ata TekinEdebiyat bir ihtiyaçtır.
ziya osman saba şiir incelemesi