🌤️ Kamer Suresi 49 Ayet Meali
KAMER: 1 - Kıyamet saati yaklaştı, Ay yarıldı. Dua & Ayet & Hadis: Kamer Suresi meali: Konu: Kamer Suresi meali C.tesi Ekim 18, 2008 8:41 pm: KAMER: 1
Şüpheyok ki, her şeyi bir kaderle yaratan Biz'iz. (48-49) O günde ki, yüzleri üzerine o ateş içinde sürükleneceklerdir. (Ve kendilerine) «Tadın cehennemin dokunuşunu!» denilecektir. Muhakkak ki, Biz her şeyi bir kader (muayyen bir ölçü) ile yarattık. Biz her şeyi bir kader ile yarattık.
Meryem Suresi 52. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri. 22 Mayıs 2021
3 alİ İmran suresİ 4. nİsa suresİ 5. maİde suresİ 6. en’am suresİ 7. a’raf suresİ 8. enfal suresİ 9. tevbe suresİ 10. yunus suresİ 11. hud suresİ 12. yusuf suresİ 13. ra’d suresİ 14. İbrahİm suresİ 15. hİcr suresİ 16. nahl suresİ 17. İsra suresİ 18. kehf suresİ 19. meryem suresİ 20. ta ha suresİ 21. enbİya
KamerSuresi 49. Ayet - Hiç şüphesiz biz, her şeyi bir kaderle yarattık. Ara. En Çok Okunan Sureler. Kehf Suresi; TEVHİD MEALİ ANDROİD. 0 (530) 401 81-81.
KamerSüresi 49. Ayet Tefsiri. 49: Şüphesiz biz her şeyi dakik, şaşmaz bir ölçüye ve bir kadere göre yarattık. 50: Olmasını istediğimiz şeyle ilgili emrimiz, başka değil, bir “Ol!” demektir; bir göz kırpması gibi hızlıdır.
Kamer Suresi 49. Ayetinin Meali (Anlamı): Şüphesiz biz her şeyi dakik, şaşmaz bir ölçüye ve bir kadere göre yarattık. Kamer Suresi 49. Ayetinin Tefsiri: 49. âyette geçen قَدَر (kader) kelimesine iki farklı mâna vermek mümkündür: Birincisi; ölçü, düzen ve âhenk: Allah Teâlâ tüm kâinatı ve varlıkları hikmetin
ÖmerNasuhi Bilmen: (48-49) O günde ki, yüzleri üzerine o ateş içinde sürükleneceklerdir. (Ve kendilerine) «Tadın cehennemin dokunuşunu!» denilecektir. Muhakkak ki, Biz her şeyi bir kader (muayyen bir ölçü) ile yarattık. Ömer Öngüt. Ömer Öngüt: Biz her
49. Aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve onların heva/arzularına uyma! Allah’ın sana indirdiği bazı (hükümlerde) seni fitneye düşürmelerinden sakın. Şayet yüz çevirirlerse bil ki Allah, onları bazı günahları nedeniyle cezalandırmak istiyor. Şüphesiz ki insanlardan birçoğu fasıktır. (5/Mâide, 49) 48. Ayet 50.
j4MzqT. اقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ وَانشَقَّ الْقَمَرُ İkterebetis sâatu ven şakkal kamerkameru. ikterebeti yakınlaştı es sâatu o saat, o vakit ve inşakka ve yarıldı el kameru ay Abdulbaki Gölpınarlı Yaklaştı kıyâmet ve yarıldı ay. Abdullah Parlıyan Kıyamet saati yaklaştı ve ay yarıldı. Adem Uğur Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. Ahmed Hulusi Yaklaştı o saat ve Kamer Ay yarıldı! Ahmet Tekin Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. Ahmet Varol Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. Ali Bulaç Saat kıyamet vakti yakınlaştı ve ay yarıldı. Ali Fikri Yavuz Kıyamet yaklaştı, kamer ay ikiye bölündü. Kâfirlerin, Hz. Peygamberden bir mucize istemeleri üzerine ayın ikiye bölünme hadisesi olmuştur. Ali Ünal Kıyamet yaklaştı ve ay ikiye yarıldı. Bayraktar Bayraklı 1-2 Kıyamet yaklaşıp ay yarılsa, onlar da bu oluşumu gözleriyle görseler, “Bu devamlı yapılan bir büyüdür” diyerek yüz çevirirler. Bekir Sadak 1-2 Kiyamet saati yaklasir, ay yarilir; onlar bir delil gorunce hala yuz cevirirler ve Suregelen bir sihir» derler. Celal Yıldırım Kıyâmet'in kopuş saati yaklaştı, Ay yarıldı. Cemal Külünkoğlu Kıyamet saati yaklaştı ve ay ikiye bölündü. Diyanet İşleri eski 1-2 Kıyamet saati yaklaşır, ay yarılır; onlar bir delil görünce hala yüz çevirirler ve 'Süregelen bir sihir' derler. Diyanet Vakfi Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. Edip Yüksel O an yaklaştı ve ay yarıldı. Elmalılı Hamdi Yazır Yaklaştı Saat, yarıldı Kamer Erhan Aktaş Sa’at1 yaklaştı ve Kamer 1- Kıyamet’in kopuş anı. 2- Gerçekler ortaya çıktı “Ay yarıldı”, Arapça’da bir deyimdir ve bir şeyin gerçek yüzünün ortaya çıkışını ifade etmektedir. Ayda çatlaklar oluştu. Ay yarıldı. Ayette yer alan “inşikak” sözcüğü herhangi bir şeyde meydana gelen çatlak demektir. İnşikak, “şikak” sözcüğünden gelmektedir. Bu sözcük, herhangi bir nedenden dolayı hayvan veya insan cildinde meydana gelen çatlama veya yarılma anlamına gelmektedir. Bu sözcük, aynı zamanda bir şeyin açığa çıkması, açığa çıkarılması anlamına da gelmektedir. “Ayın yarılması mucizesi” olarak inanılan ve bunun üzerinde geniş bir rivayet malumatı oluşturulan bu ayette, bir mucizeden söz edilmemektedir. Bu tamamen Kur’an’ın anlatım diliyle ilgili bir konudur. Kur’an, Nebimize mucize verilmediğini kesin bir dille, birçok ayette ifade etmektedir. Onca apaçık ayete rağmen, bu ayeti bir mucize olarak kabul etmek, Kur’an’da çelişki olduğunu söylemek demektir. 17/İsra 59,90-93; 21/Enbiya, 5-6; 13/Ra’d, 38; 29/Ankebut, 50-51, bu ayetler Nebimize neden mucize verilmediğini açıkça anlatmaktadır.Rabbimiz, ahiret ve kıyamet sahnelerini anlatırken, ayetlerdeki kipleri “geçmiş zaman” kipinde kullanmaktadır. Bu bir vurgu türüdür. Bir şeyin kesin olarak olacağını ifade etmek için yapılan bir vurgudur. Bu ayette, Kur’an’ın çokça kullandığı, “mecazbenzetme, ilgi, istiarebir sözün başka bir söz yerine kullanma, kinayedolaylı anlatım dil kullanılmıştır. Bu ayette de bir dil sanatı olarak, daha derinlikli, kapsayıcı, akılda kalıcı, anlaşılır bir anlatım olarak gerçeğin ortaya çıkmasını anlatan Araplarca da bilinen “ay yarıldı” deyimi kullanılmıştır. Dolayısıyla “ayın yarılması mucizesini” konu edinen bilgilerin tamamı uydurmadır. Kur’an’ın gerçekliğine aykırıdır. Gültekin Onan Saat kıyamet vakti yakınlaştı ve ay yarıldı. Hakkı Yılmaz O saat/kıyâmetin kopuş anı yaklaştırıldı. Ve her şey açığa çıkarıldı. Harun Yıldırım Saat yakınlaştı ve ay yarıldı. Hasan Basri Çantay Saat yaklaşdı. Ay ikiye ayrıldı. Hayrat Neşriyat Kıyâmet yaklaştı ve kamer ay yarıldı. İbni Kesir Saat yaklaştı ve ay yarıldı. İskender Evrenosoğlu Saat yaklaştı ve Kamer Ay yarıldı. İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu Yaklaştı saat ve yarıldı Ay. Ay’a gidildiğinde gerçekleşen en önemli olaylardan biri Ay’ın zemininden örneklerin alınıp Dünya’ya getirilmesidir. Ay’a gidilmesini anlatan tüm yazılarda, astronotların, Ay’ın zemininden örnek parçalar alıp geri geldikleri vurgulanır. Bu olayla Ay’ın zemini insanlık tarihinde ilk defa eşelenmiştir; yani “şakka” kelimesiyle Kuran’da vurgulanan olay gerçekleşmiştir. Ayetten anladığımız kadarıyla bu olayın gerçekleşmesi Dünyamız’ın sonunun yaklaştığının bir habercisidir. Zaten Peygamberimiz son Peygamber olduğu için, O’nun gelişi sonun yaklaştığını göstermekteydi, bu olay ise artık kıyametin daha da yaklaştığını haber vermektedir. Fakat kıyametin gerçek vaktinin ne zaman olduğu ve bu yaklaşmanın ne kadarlık bir süreyi kapsadığını sadece Allah bilmektedir. ... İncelediğimiz 54- Kamer Suresi 1. ayetten Kuran’ın sonuna kadar 1389 ayet geçmesi çok ilginçtir. Çünkü Ay’a gidiş hicri takvime göre 1389 yılında gerçekleşmiştir. Bunun dışında Ay’dan Apollo11’in kalkış anı da ilginçtir. Bu an 12 Bu bölümde alıntıladığımız Kamer Suresi Kuran’daki 54. suredir. Bu surenin 1. ayetinde bahsettiğimiz ifade geçmektedir Yani 54-1. Uzay’da zamanın nasıl hesaplandığı anlamak için NASA’nın internet adresine bakabilirsiniz. Kadri Çelik Yaklaştı kıyamet ve yarıldı ay. Mehmet Ali Eroğlu 1-2 Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. Mucize görünce yüz çevirip "süre giden büyüdür" derler. Mehmet Okuyan O Son Saat yaklaşmıştır ve o zaman geldiğinde ay yarılmış olacaktır. Muhammed Celal Şems Arap devletinin yıkılma saati yaklaştı ve ay yarıldı. Muhammed Esed Son saat yaklaşacak ve ay yarılacak! Mustafa Çevik 1-5 Son Saatin gelişiyle birlikte Ay Peygamber! Sen müşriklere Allah’ın izni ile bir mucize göstersen de “Bu, sihirden, göz boyamadan başka bir şey değil.” der ve senin peygamberliğine, Allah adına yaptığın davete ve Kıyamet Günü’nün geleceğine onlar hayatı kendi heva ve heveslerine göre yaşamak istiyorlar. Bu yüzden de Kur’an’ın davetini kabule yanaşmıyor, yalan sayıyorlar. Fakat sonunda gerçeği görüp onlar, kendilerinden önce peygamber ve kitaplarla yapılan uyarılardan yüz çevirenlerin başlarına gelenleri de duymuş, ibretlik kıssalarını da ise onları kula kulluktan kurtaracak, şerefli, onurlu, erdemli bir hayata kavuşturacak ilahi bir kitap geldi, fakat buna rağmen öğütler fayda vermiyor. Mustafa İslamoğlu Son saat yaklaşacak ve ay yarılacak. Ömer Nasuhi Bilmen Kıyamet yaklaştı ve ay ikiye ayrıldı. Ömer Öngüt Kıyamet saati yaklaştı ve ay yarıldı. Şaban Piriş Kıyamet yaklaştı. Ay yarıldı/gerçek ortaya çıktı. Sadık Türkmen SAAT kıyamet yaklaştı ve işte o kıyamet anında ay yarıldı; herşey ortaya çıktı/yalan gerçek belli oldu. Seyyid Kutub Kıyamet anı yaklaştı, ay ikiye ayrıldı. Suat Yıldırım Kıyamet saati yaklaştı, Ay bölündü. Süleyman Ateş O sâ'at yaklaştı, ay yarıldı. Süleymaniye Vakfı Vakit yaklaştı, her şey ay gibi ortaya çıktı[*]. [*]Müfredat شق md. Allah Teala Nebîmize, önceki nebîlere verdiği gibi mucize vermemiştir. İlgili ayet şöyledir “Seni âyetlerle/mucizelerle göndermemizi engelleyen tek şey, öncekilerin onlar karşısında yalana sarılmalarıdır. Semûd’a, gerçeği gösteren belge olarak bir dişi deve vermiştik ama ona yanlış iş yapmışlardı. Biz mucizeleri sadece korkutmak için göndeririz. İsra 17/59 Bu sebeple âyete “ay yarıldı” şeklinde anlam verip bunu Muhammed aleyhisselamın bir mucizesi saymak imkansızdır. Tefhim-ul Kuran Kıyamet saati yakınlaştı ve ay da yarıldı. Ümit Şimşek Kıyamet yaklaştı, Ay yarıldı. Yaşar Nuri Öztürk Saat yaklaştı, Ay yarıldı. En üste taşıEn alta taşıBu yazarın mealini okumaya devam et Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.
❬ Önceki Sonraki ❭ Your browser doesn’t support HTML5 audio إِنَّا كُلَّ شَىْءٍ خَلَقْنَٰهُ بِقَدَرٍ İnnâ kulle şey’in halaknâhu bi kaderkaderin. Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık. Türkçesi Kökü Arapçası elbette biz إِنَّا her ك ل ل كُلَّ şeyi ش ي ا شَيْءٍ yarattık خ ل ق خَلَقْنَاهُ bir kadere göre ق د ر بِقَدَرٍ Diyanet İşleri Başkanlığı Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık. Diyanet Vakfı Biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Haberiniz olsun ki, Biz her şeyi bir kaderle yaratmışızdır. Elmalılı Hamdi Yazır Haberiniz olsun ki, biz her şeyi bir kadere göre yarattık. Ali Fikri Yavuz Gerçekten biz, her şeyi hikmetimiz icabı bir kaderle yaratmışızdır. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Haberiniz olsun ki biz her şey´i bir kaderle yaratmışızdır Fizilal-il Kuran Biz her şeyi belirli bir plan uyarınca yarattık. Hasan Basri Çantay Şübhesiz ki biz herşey´i bir takdîr ile yaratdık. İbni Kesir Muhakkak ki Biz, her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır. Ömer Nasuhi Bilmen 48-49 O günde ki, yüzleri üzerine o ateş içinde sürükleneceklerdir. Ve kendilerine Tadın cehennemin dokunuşunu!» denilecektir. Muhakkak ki, Biz her şeyi bir kader muayyen bir ölçü ile yarattık. Tefhim-ul Kuran Hiç şüphesiz, biz her şeyi bir kader ile yarattık.
Kamer Suresi 49. ayeti ne anlatıyor? Kamer Suresi 49. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...Kamer Suresi 49. Ayetinin Arapçasıاِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ Kamer Suresi 49. Ayetinin Meali AnlamıŞüphesiz biz her şeyi dakik, yanılmaz bir ölçüye ve bir kadere kadar Suresi 49. Ayetinin Tefsiri49. âyette geçen قَدَر kader kelimesine iki bambaşka mâna atamak mümkündür Birincisi; ölçü, uyum ve âhenk Allah Teâlâ bütün kâinatı ve varlıkları hikmetin gereklerine yerinde bir şekilde, sağlam, şaşmaz ve dakik ölçülere göre, kesin bir harmoni, denge ve âhenk içinde yaratmıştır. Bugün varlıkların yapıları, özellikleri ve birbiriyle olan münâsebetleri ile alakalı yapılan bilimsel çalışmalar, kâinattaki bu muhakkak ölçü, nizam ve ahengi gözler önüne sermektedir. Akıllara hayranlık veren bir nizam ve bunlardaki fazla ince ölçülere tarafından cereyan eden yaratılış gerçeği, Allah Teâlâ’nın ölümsüz kudret, ilim ve hikmetini haykırmaktadır. Bundan Başka bunları yaratmak Allah Teâlâ için hiç de zorluk doğurmamaktadır. Yalnızca “Ol!”, demekte ve gözün hızla bir bakışı, bir kıpırdanışı kadar kısa bir zamanda dilediği her şey olmaktadır. Ziyâ Paşa şöyle der “Almış yükünü şöyle ama seyrinde halelsiz Bir zerre dahî kaldıramaz merkeb-i cihan.” “Cihan dediğimiz şu taşıt, en ince ayrıntısına kadar yükünü almış ve hiçbir falso, hiçbir duraklama yapmadan yürüyüp gidiyor. böylece hesaplı içi doldurulmuş ve böylece ustaca yığın edilmiş ama, bir zerre ilâve edeyim deseniz çekemez, kaldıramaz. Yüce Allah her şeyi yerli uygun ve ölçülü yaratmıştır.” İkincisi; Allah Teâlâ her şeyi bir felek ile yaratmıştır. Her şeyin, meydana gelmeden önce ezelde, Allah’ın ilminde takdir edilen bir kaderi, yani ilmî bir değeri vardır fakat, kazasının cereyanı yani aslında yaratılışı, o kadere göre meydana gelir. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur “İster kıtlık, kuraklık, deprem gibi yeryüzünde meydana gelen bir musîbet olsun, ister rahatsızlık, istek, ölüm gibi kendi canlarınızda, onu daha biz yaratmadan önce o bir kitapta yazılıdır. Kuşkusuz bu, Allah’a kadar pek kolaydır.” Hadîd 27/22 Resûlullah bir inanç esası olarak “alın yazısı” hakkında şöyle buyurmaktadır “İman; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere, hayrın da şerrin de Allah’tan olduğuna iman etmendir.” Müslim, İman 1, 5; Tirmizî, İman 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16 “Bir kimse şu tasa şeye inanmadıkça mü’min sayılmaz Allah’ın varlığına, birliğine ve ortağı olmadığına. Benim Allah’ın rasûlü olduğuma ve beni adalet peygamber gönderdiğine. Öldükten daha sonra dirilmeye. Kadere, hayrın da şerrin de Allah’tan olduğuna.” Tirmizî, Felek 10; İbn Mâce, Mukaddime 10 İslâm’ın kader anlayışını izah açısından İbn Abbas naklettiği şu nebevî düstûr ne dek mühimdir “Bir gün Peygamber terkisinde bulunuyordum. Bana Yavrucuğum, sana bir takım kaideler öğreteyim» dedi ve şöyle buyurdu Allah’ın buyruklarını gözet ama, Allah da seni gözetip korusun. Allah’ın rızâsını her işte önde tut, Allah’ı önünde bulursun. Bir şey isteyeceksen Allah’tan iste. Yardım dileyeceksen Allah’tan dile! Bil fakat, tüm bir ümmet toplanıp sana fayda temin etmeye çalışsalar, ama Allah’ın senin için takdir ettiği faydayı temin edebilirler. Yine eğer tüm ümmet, sana zarar vermeye kalksalar, ancak Allah’ın senin hakkında takdir ettiği zararı verebilirler. Çünkü bundan böyle kaderi yazan kalem yazmaz olmuş, yazıları değişmeyecek şekilde kesinleşmiştir.»” Tirmizî, Kıyâmet 59 Tüm bunlardan çıkarılması gereken netice şudur oysa, hiç kimse Allah Teâlâ’yı istediği gibi yönlendiremez ve bir işi yapmaya zorunlu tutamaz. Buna göre suçlu, kendi keyif ve iradesine tarafından suçun mâhiyet ve kaderini değiştiremez. Kaderde sonucu bedbahtlık, yükümlülük ve mahkûmiyet ile cehenneme götürmek olan kabahat ve günahı, sevap ve mutluluk vesilesi yapamaz. Bu sebepledir fakat suçlular suçlu olduklarından dolayı sapıklık ve cefa içinde olacaklardır. Şunu da belirtelim oysa, İslâm’ın felek anlayışı, kulun cüz’î iradesine ters da değildir. Çünkü ihtiyârî fiilerin meydana gelmesi için cüz’î irade dahi kaderin içinde yer almaktadır. Evvelden yazılan kaderin kaza ile cereyan etmesine gelince, herhangi bir şeyi yaratmak için Allah Teâlâ’nın verdiği dikte, başka yok, ama birdir. Bir kelimeden ya da bir bakıştan ibarettir. Gözle bir görüş gibi, gözle süratli bir görünüm ânı, yani bir şuur ânı gibi fakat, “Allah, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece Ol!» der; o da derhal oluverir” Yâsin 36/82 buyrulduğu üzere bir “Kün!” emrinden ibarettir. Hakikatte bütün sebep, bu “Kün!” emridir. Sebep meydana gelince, yani “Kün!” emri vuku bulunca, sebebin sonucu da anında oluverir oysa bu da yaratmadır. Onun için “O cemiyetler nasıl bozulacak, o kıyâmet nasıl vuku bulacak, suçlular o takdire nasıl sürüklenecek?” diye tereddüde mahal de yoktur. Allah “Ol!” deyince hepsi olur. Allah’ın emrine karşısında gelen, peygamberleri yalanlayan, böylece ilâhî kahra uğrayan mü’minler şunu bilsinler ki dünyada helak edilmekle iş bitmemektedirKamer Suresi tefsiri için tıklayınız...Kaynak Ömer Çelik TefsiriKamer Suresi 49. ayetinin meal karşılaştırması ve öteki ayetler için tıklayınız... Kaynak URL
Güncelleme Tarihi Haziran 29, 2021 1418Oluşturulma Tarihi Nisan 21, 2020 1423Kamer Suresi Mekke döneminde inmiştir. 55 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “el-Kamer” kelimesinden almıştır. Kamer, ay demektir. Sûre de ana fikir olarak, Kur’an’ı yalanlayanlar, çeşitli azap ve helâk örnekleri de verilerek uyarılmaktadır. İşte, Diyanet Meali ile birlikte Kamer Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça OkunuşuKamer Suresi mushaftaki sıralamada elli dördüncü, iniş sırasına göre otuz yedinci sûredir. Târık sûresinden sonra, Sâd sûresinden önce Mekke’de nâzil olmuştur. İlk âyetinde geçen ve “ay” anlamına gelen kamer kelimesi sûreye ad olmuştur. İşte, Kamer Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça OkunuşuKAMER SURESİ ANLAMIKıyametin yaklaştığı uyarısını takiben müşriklerin inkârcılıktaki inat ve taassupları eleştirilmekte, kıyamet koptuğunda içine düşecekleri perişan hal tasvir edilmekte, ardından hakikatleri yalan saymada ısrarcı davranan geçmiş toplumların başına gelen felâketlerden örnekler verilmekte, suçluların ve takvâ sahiplerinin âhirette karşılaşacakları muameleyle ilgili uyarı ve müjdelere yer SURESİ TÜRKÇE yaklaştı ve ay bir mucize görseler yüz çevirirler ve "Süregelen bir sihirdir" yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Halbuki her iş, Allah nasıl takdir ettiyse öylece gerçekleşecek değişmeyecek onlara içinde caydırıcı tehditlerin bulunduğu haberler haberler, zirveye ulaşmış birer hikmettir! Fakat uyarılar fayda vermiyor!6, halde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin İsrafil'in benzeri görülmemiş bilinmedik korkunç bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir halde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden doğru koşarlarken kâfirler, "Bu zor bir gün" önce Nuh'un kavmi de yalanlamıştı. Onlar kulumuzu yalanlayıp "Bu bir delidir" dediler ve kulumuz tebliğ görevinden da Rabbine, "Ey Rabbim! Ben yenilgiye uğradım, yardım et" diye dua de göğün kapılarını dökülürcesine yağan bir yağmurla pınar pınar fışkırttık. Derken sular takdir edilmiş bir iş için Nûh'u çivilerle perçinli levhalardan oluşan gemiye inkar edilen kimseye Nuh'a bir mükafat olarak gözetimimiz altında biz onu tufan olayını bir ibret olarak bıraktık. Var mı düşünüp öğüt alan? azabım ve uyarılarım nasılmış gördüler! biz, Kur'anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? kavmi de Hûd'u yalanladı. Azabım ve uyarılarım nasılmış! onların üstüne, uğursuzluğu sürekli bir günde gürültülü ve dondurucu bir rüzgar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp ve uyarılarım nasılmış, gördüler! biz, Kur'anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?23, kavmi de uyarıcıları yalanlamış ve şöyle demişlerdi "İçimizden bir insana mı uyacağız? Asıl o takdirde biz apaçık bir sapıklık ve delilik içine düşmüş oluruz."25."Bizim aramızdan vahiy ona mı verildi? Hayır o, yalancının, şımarığın biridir." yarın bilecekler Kimmiş yalancı, kimmiş şımarık!27.Salih'e şöyle demiştik "Şüphesiz biz, onlara bir imtihan olmak üzere, o dişi deveyi göndereceğiz. Şimdi onları gözetle ve sabret."28."Onlara, suyun deve ile kendileri arasında nöbetleşe paylaştırıldığını, bildir. Her su nöbetinde sahibi hazır bulunsun." kavmin en azgını olan arkadaşlarını çağırdılar. O da işe koyuldu ve deveyi azabım ve uyarılarım nasılmış! biz, onların üzerine tek bir korkunç ses gönderdik de, onlar, ağıldaki hayvanların çiğneyip ufaladıkları kuru çöpler gibi biz Kur'anı, düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? kavmi de uyarıcıları biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgar gönderdik. Yalnız Lût'un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu uyarıları kuşkuyla onlar onun meleklerden olan misafirlerinden nefislerindeki kötü arzuları tatmin etmek istediler. Biz de onların gözlerini silme kör ettik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" onlara sabahleyin erkenden kalıcı bir azap azabımı ve uyarılarımı tadın!" biz Kur'an'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? Firavun'un ailesine de uyarıcılar âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları mutlak güç ve iktidar sahibinin yakalaması gibi Mekkeliler! Sizin kafirleriniz onlardan daha mı hayırlı? Yoksa sizin için kitaplarda bir berat mı var? onlar, "Biz yardımlaşan güçlü bir topluluğuz" mu diyorlar? topluluk yakında Bedir'de bozguna uğrayacak ve arkalarını dönüp kıyamet, onların görecekleri asıl azabın vaktidir. Kıyamet azabı ise daha müthiş ve daha suçlular müşrikler sapıklık ve ateşler ateşe sürüklendikleri gün kendilerine, "Cehennemin dokunuşunu tadın!" biz, her şeyi bir ölçü ve dengede ancak bir tek emirdir. Göz kırpması gibidir. Anında gerçekleşir. biz sizin gibileri hep helak ettik. Fakat var mı düşünüp öğüt alan? her şey ise kitaplarda büyük her şey satır satır Allah'a karşı gelmekten sakınanlar cennetlerde, ırmak bir hükümdarın katında, doğruluk SURESİ ARAPÇA saatu venşakkal iyyerav ayetey yu'ridu ve yekulu sıhrun kezzebu vettebeu ehvaehum ve kullu emrin le kad caehum minel embai ma fihi baliğatun fema tuğnin tevelle anhum yevme yed'ud daı ila şey'in ebsarıhum yahrucune minel ecdasi keennehum ceradum iled a' yekulul kafirune haza yevmun kablehum kavmu nuhın fekezzebu abdena ve kalu mecnunuv dea rabbehu enni mağlubun fetahna ebvabes semai bimaim feccernel erda uyunen feltekal mau ala emrin kad hamelnahu ala zati elvahıv ve bi a'yunina cezael li men kane le kad teraknaha ayeten fe hel mim keyfe kane azabi ve le kad yessernal kur'ane liz zikri fe hel mim adun fe keyfe kane azabi ve erselna aleyhim rihan sarsaran fi yevmi nahsim nase ke ennehum a'cazu nahlim keyfe kane azabi ve le kad yessernel kur'ane liz zikri fe hel mim semudu bin kalu ebeşeram minna vahıden nettebiuhu inna izel lefi dalaliv ve zikru aleyhi mim beynina bel huve kezzabun ğadem menil kezzabul murslun nakati fitnetel lehum fertekıbhum nebbi'hum ennel mae kısmetun beynehum kullu şirbim nadev sahıbehum fe teata fe keyfe kane azabi ve erselna aleyhim sayhatev vahıdeten fe kanu ke heşimil le kad yessernel kur'ane liz zikri fe hel min kavmu lutım bin erselna aleyhim hasıben illa ale lutnecceynahum bi min ındina kezalike neczi men le kad enzerahum batşetena fe temarav bin le kad raveduhu an dayfihi fe tamesna a'yunehum fe zuku azabi ve le kad sabbehahum bukraten azabum zuku azabi ve le kad yessernel kur'ane liz zikri fe hel mim le kad cae ale fir'avnen bi ayatina kulliha fe ehaznahum ahze azizim kuffarukum hayrun min ulaikum em lekum beraetun fiz yekulune nahnu cemium cem'u ve yuvelluned saatu mev'ıduhum ves saatu edha ve mucrimine fi dalaliv ve yushabune fin nari ala vucuhihim zuku messe kulle şey'in halaknahu bi ma emruna illa vahıdetun ke lemhım bil le kad ehlekna eşyaakum fe hel mim kullu şey'in fealuhu fiz kullu sağıyriv ve kebirim muttekıyne fi cennativ ve mak'adi sıdkın ınde melikim muktedirKAMER SURESİ ARAPÇA OKUNUŞUNUN DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZKAMER SURESİ TEFSİRİMekke döneminin ilk yıllarında Târık sûresinden sonra nâzil olmuştur. İlk âyetinde ayın kamer iki parçaya bölünmesinden bahsedildiği için bu adı almıştır. “İkterabet” ve “İkterabetü’s-sâa” sûresi olarak da adlandırılır. Elli beş âyet olup fâsılası ر harfidir. Bölümler arasındaki anlam bütünlüğü sûrenin bir defada nâzil olduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Mekkî sûrelerin genel karakteristiğine paralel olarak Kamer sûresinde de bazı kıyamet sahneleri etkileyici bir üslûpla tasvir edilip âhiret inancına vurgu yapılmıştır. Sûrede ayrıca müminlere güven ve huzur verici, inkârcıları ise korkutucu mesajlar yer bölüm halinde ele alınabilen sûrenin ilk bölümü âyet 1-8 kıyametin yaklaştığından ve ayın yarılmasından bahseden âyetle başlar. Bu âyetin, Mekkeli müşriklerin Hz. Peygamber’den bir mûcize göstermesini istemeleri üzerine nâzil olduğu nakledilmektedir Taberî, XXVII, 50. Âyetteki ayın yarılması ifadesi müfessirlerin çoğunluğu tarafından zâhirî mânada anlaşılmış ve Resûl-i Ekrem zamanında ayın gerçekten yarıldığı belirtilmiştir bk. İNŞİKĀKU’l-KAMER. Ancak Kur’an’da pek çok örnekte görüldüğü üzere, bu âyetteki geçmiş zaman kipindeki fiillerin, aslında gelecekte vuku bulacak kıyamet olayı ile ayın ikiye bölünmesi şeklinde gerçekleşecek kozmik olayın kesinlikle vuku bulacağına işaret ettiğini söyleyenler bulunduğu gibi, “Ay ikiye bölündü” cümlesini mecazi bir ifade kabul eden ve bunu, “Durum açıklık kazandı” şeklinde açıklayanlar da olmuştur Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “şķķ” md.. Bu bölümde ayrıca inkârcıların kıyamet günündeki sıkıntılı durumlarına temas bölümde âyet 9-42 Nûh, Âd, Semûd, Lût ve Firavun kavimlerinin de peygamberlerini yalanladıkları belirtilerek bunların uğradıkları cezalar etkileyici bir üslûpla anlatılır. Bu ifadeler arasında, “Andolsun ki biz bu Kur’an’ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık; ondan ders alan yok mudur?” meâlindeki cümle dört defa tekrar edilerek Kur’an üzerinde düşünmenin, ışığıyla aydınlanmanın herkes için gerekli olduğuna ve onun, her insanın yararlanabileceği ölçüde rahat anlaşılabilen bir ifade ve üslûp taşıdığından bu hususta herhangi bir mazeret ileri sürülemeyeceğine işaret üçüncü bölümünde âyet 43-55 inkârcılara yönelik uyarılar tekrarlanır ve yenilmez zannettikleri topluluklarının hezimete uğrayacağı bildirilir. Burada müminlere Allah’ın yardımının geleceği belirtilmek suretiyle onlara güven verilmektedir. “O topluluk bozulacak ve geriye dönüp kaçacak” meâlindeki 45. âyetin, bu sûrenin inmesinden kısa bir süre sonra meydana gelen Bedir Gazvesi’nde Kureyş’in müslümanlar karşısında bozguna uğrayacağını müjdelediği kabul edilir. Hz. Ömer hangi topluluğun hezimete uğrayacağını merak ettiğini, ancak Bedir Gazvesi’nde Resûlullah’ın bu âyeti okuduğunu görünce âyette zikredilen topluluğun Kureyş ordusu olduğunu anladığını belirtmiştir İbn Kesîr, IV, 266. Âyetin Bedir Gazvesi günü Ebû Cehil hakkında nâzil olduğu da rivayet edilmektedir Aynî, XVI, 52. Sûrenin bu bölümünde ayrıca her şeyin belirli bir plan ve düzen kader içinde yaratıldığı belirtilir âyet 49. Müşriklerin Hz. Peygamber’e gelerek kader konusunda tartışmaya başlamaları üzerine bu âyetin nâzil olduğu nakledilir Vâhidî, s. 228. Sûre, takvâ sahiplerinin cennette nâil olacakları nimetlerden bahseden âyetle sona Ekrem’in önemli toplantılarda ve bayram namazlarında yeniden diriliş, tevhid ve peygamberliğin ispatı gibi önemli konuları ihtiva eden Kāf ve Kamer sûrelerini okuduğu rivayet edilir Müslim, “Śalâtü’l-Ǿîdeyn”, 14, 15; Nesâî, “Śalâtü’l-Ǿîdeyn”, 12; İbn Kesîr, IV, 260. Bazı tefsirlerde yer alan, “Kamer sûresini gün aşırı okuyan kimseyi Allah kıyamet gününde dolunaya benzer bir yüzle diriltir” meâlindeki hadisin meselâ bk. Zemahşerî, IV, 42 sahih olmadığı anlaşılmaktadır Muhammed et-Trablusî, I, 1010. Kamer sûresi üzerine bazı çalışmalar yapılmıştır. Abdülhüseyin Destgayb-i Şîrâzî’nin Ĥaķāǿiķī ez Ķurǿânî Ħulâśa-i Beyânât’ı Kum 1975 ve Abdülmünim Memdûh Ramah’ın Tefsîru sûreti’l-Ķamer’i Şebînü’l-Kum 1987 bunlar arasında SURESİ TEFSİRİ İÇİN TIKLAYINIZ
kamer suresi 49 ayet meali