✨ Engin Fikirler Eğitim Ve Kültür Vakfı

Eğitimve öğretimin dil ile, kültür ile, ülkenin kalkınması ve gelişme süreçleri ile yakın bağlarını, İsmet İnönü’nün bu kitaptaki kimi konuşma ve makalelerinde görebiliyoruz. İsmet İnönü’nün kurduğu bu bütünsel yaklaşım, yalnızca kısa süreli Maarif Vekilliği (Eğitim Bakanlığı) ve Başvekil/Başbakan EskişehirÖğretim ve Eğitim Vakfı BAĞIŞ YAPABİLİRSİNİZ Vakıf, gayesine uygun nakit, menkul veya gayrimenkul mal veya hak şeklinde bağışları kabul edebilmektedir. İkev Postası; İstanbul Karamanlılar Eğitim, Kültür ve Sosyal Dayanışma Vakfı Bültenidir. İki ayda bir yayınlanır ve ücretsizdir. İkev Postası aboneliği için iletişim bölümünden bize ulaşınız. Online olarak da İkev Postasını bu bölümden okuyabilirsiniz. Vakfımız katlı otoparka sahiptir. İstanbul'da Engin Fikirler Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, kamu AzizMahmud Hüdayi Vakfı Gazanfer Ağa Medresesi Eğitim Ve Kültür Merkezi. Adres: Zeyrek Mh., Kovacılar Sk., No: 12, 34083, Fatih/İSTANBUL Tel: 0543 828 96 98 Mail: gazanferagamedrese@gmail.com SorgunAnadolu Kültür ve Eğitim Vakfı ilk, orta ve yüksek öğrenim kademelerinde eğitim gören öğrencilere barınma ve burs imkanı sağlar. Burs imkanımız sadece Vakfımızda kalan ihtiyaç sahibi ERKEK öğrencilerimiz içindir. Kayıt esnasında ihtiyaç sahibi öğrenci burs başvurusu da yapabilir. Ekim ayının sonuna kadar 112.2007 Tarihinden 44457 ziyaretçi (99964 klik) kişi burdaydı! “Horon”adlı şiiriyle Metin Tandoğan üçüncü olmuşlardır. Beykonak Eğitim ve Kültür Vakfı ve Çalı Kültür Sanat Dergisi olarak her üç yarışmacıyı da kutlar,başarılarının devamını dileriz. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile HeCeEğitim Kültür ve Yardımlaşma Vakfı; Linkler; Linkler. HeCe Vakfı Başkanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik'in Websitesi. Bize Ulaşın +90 312 442 30 00 - +90 21.Yüzyıl Eğitim ve Kültür Vakfı 1992 yılından beri burs veren vakıf bu sene de burs vermeye devam ediyor. Burs başvurularında aradıkları koşulların başında ihtiyaç sahibi olma geliyor. lnOjSA. Murat Hüdavendigar Üniversitesi ve Nişantaşı Üniversitesi adı altında iki özel üniversite kuruldu. Meclis Genel Kurulu’nda, Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın kabul edilmesiyle iki ayrı vakıf üniversitesi kuruldu. İşte Detaylar Meclis Genel Kurulu’nda, Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı kabul edildi. Yasayla; İstanbul’da “Murat Hüdavendigar Üniversitesi” ve “Nişantaşı Üniversitesi” adlarıyla iki ayrı vakıf üniversitesinin kurulması ve Muğla Üniversitesi’nin adının “Muğla Sıtkı KoçmanÜniversitesi” olarak değiştirilmesi öngörülüyor. Yasanın getirdiği düzenlemeler şöyle “Muğla Üniversitesi”nin adı “Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi” şeklinde değiştirildi. İstanbul’da Merve Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip Murat Hüdavendigâr Üniversitesi adıyla bir vakıf üniversitesi kurulacak. İstanbul’da Engin Fikirler Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip Nişantaşı Üniversitesi adıyla bir vakıf üniversitesi kurulacak. Kaynak Anka Haber AK Parti milletvekillerinin imzasını taşıyan kanun teklifine göre, Bursa Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından Mudanya Üniversitesi adıyla bir vakıf üniversitesi kurulacak. 0 dk Son güncellenme 10/08/2022 TBMM Başkanlığına sunulan Yükseköğretim Teşkilat Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, "İstanbul Ayvansaray Üniversitesi"nin isminin "İstanbul Topkapı Üniversitesi" şeklinde değiştirilmesini göre, Bursa Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından Mudanya Üniversitesi adıyla Bursa'da bir vakıf üniversitesi üniversite, Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü ve Meslek Yüksekokulundan oluşacak. Oluşturulma Tarihi Haziran 30, 2014 0921Nişantaşı Üniversitesi, eğitim hayatına, Engin Fikirler Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından Nişantaşı Meslek Yüksekokulu olarak; 2010-2011 eğitim-öğretim yılında Osmanbey’de başladı. Osmanbey’deki bina yetersiz kaldığı için büyümesiyle beraber Paşa Kampusu’na geçti. 30 lisans ve 42 ön lisans programı ile 400’ün üzerinde akademisyen ve sekiz bine yakın öğrencisiyle büyümeye devam yıl Kağıthane’deki Sadabad Kampusu da eğitime başlayacak. İnsan sağlığına zarar vermeyen, doğal malzemelerle inşa edilen, nefes alabilen, doğayı kirletmeyen ve radyoaktif barındırmayan Türkiye’nin ilk organik üniversite kampusu hayata geçiriliyor. Nişantaşı Üniversitesi öğrencileri ve çalışanları ile beraber yine onlar için büyüyen bir kuruluş olarak gelişmeye devam ediyor. Yatırımlarını her zaman öğrencileri ve çalışanları için yapan üniversite, Kağıthane’nin Sadabad bölgesinde 40 dönümlük arazinin içinde 20 bin metrekare amfiler, uygulama laboratuvarları ve akıllı sınıflardan oluşan kampus, teknolojik altyapısı ile olduğu kadar doğaya duyarlı yapılanması ile de öğrencilerine huzurlu ve farklı bir eğitim vermeyi amaçlıyor. Mütevelli Heyet Başkanı Levent Uysal, “Ulaşım kolaylığı ve iş dünyasına yakınlık kadar çevreye duyarlılığı da önemsiyoruz” diyerek şunları söyledi “Osmanbey ve Bayrampaşa gibi ulaşım kolaylığı açısından öğrencisine ayrıca avantajlar sağlayan üniversite yeni kampusunu da Kağıthane’nin Sadabad bölgesinde eğitimöğretime açıyor. Osmanbey ve Bayrampaşa’ya Kampus kurarken metro ve metrobüs gibi temel toplu taşıma imkânlarına ulaşım kolaylığını çok önemsedik. Öğrencilerimizin aldığı eğitim kadar sektöre yakın olmalarını, hayatlarını olabildiğince kolaylaştırmayı hedefledik.” Mütevelli Heyet Başkanı Uysal, Nişantaşı Üniversitesi’nin eğitim sistemi ile ilgili şu bilgileri verdi Eğitimde gelenek çok önemlidir. Bunun için de ilk adımlardan biri belli doğrular ve değerler çerçevesinde ilerlemektir. Babam Doç. Dr. Cevdet Uysal, Çukurova Üniversitesi kurucularındandır. Biz aileden gelen birikimimizi ve inancımızı iş hayatındaki 25 yıllık tecrübemizle birleştirerek bu yola çıktık. Özellikle bilişim ve telekomünikasyon sektörlerinde uzun yıllar yöneticilik yapmak sektörün ihtiyaç duyduğu ve öncelik tanıdığı eleman ihtiyacını da doğru tespit etmemizi hedeflerine ulaşmak için ilerledikleri yolda en büyük yardımcıları almış oldukları eğitimin yaşamla uyumlu olmasıdır. Yaşamla iç içe geçmiş bir eğitim günümüzde her zamankinden daha değerlidir. İş hayatını teorik birikimler ve deneysel ortamlar kadar yaşamın içinde de öğrenmek mücadelelerine adım atarken gençleri daha cesur, daha bilinçli ve daha birikimli kılacaktır. Bir eğitimci olarak en büyük tutkum, tecrübemi ve hayata farklı bakışımı öğrencilerimize aktararak kalıcı bir kültür KAYNAKLARI ATÖLYESİ Üniversite eğitimi hiç şüphesiz gençlerimizi geleceğe hazırlayan en önemli adımlardan biri. Mesleki kariyerleri kadar kendilerini nasıl ifade edeceklerini, nasıl geliştireceklerini, eksik ve zayıf yanlarını da en iyi üniversite döneminde keşfediyorlar. Gençlerimizin hem kendilerini tanımalarını sağlamak hem de kendilerini dış dünyada özellikle de iş dünyasında nasıl tanıtacakları konusunda yardımcı olmak için bir İnsan Kaynakları Atölyemiz DÜNYASININ İHTİYAÇLARINA GÖRE ÖĞRENCİ YETİŞTİRİYORUZBu atölyemiz gençlerimize henüz daha öğrenciyken staj ve iş imkanı sağladığı gibi kariyer planlamalarını uzun vadeli ve kendilerini mutlu edebilecekleri bir şekilde yapabilmeleri için de yardımcı oluyor. Nasıl özgeçmiş hazırlanacağından, iş mülakatlarında nasıl davranmaları gerektiğine, mesleklerini tamamlayacak ve ön plana çıkarak hangi alanlarda kendilerini geliştirmeleri gerektiğine dair öğrencilerimiz yönlendiriliyor. Verdiğimiz bütün lisans ve ön lisans programlarıyla ilgili sektörden çözüm ortaklarımız var. Biz eğitim sektörüne adım atarken daha önceki bütün deneyimlerimizi artı değer olarak öğrencilerimizin yararına sunduk. Öğrencilerimiz, daha eğitimlerinin başındayken onlara sunduğumuz staj ve yarı zamanlı iş imkanlarıyla hem iş dünyasını tanıyıp mesleki deneyim elde ediyorlar, hem de ne istediklerini daha iyi anlıyorlar. Sonrasında da yine bizim çözüm ortaklarımıza ait firmalarda işe ÖNEMLİ BİR BÖLÜMÜ KENDİ ÖĞRENCİ VE MEZUNLARIMIZİş dünyasıyla geliştirdiğimiz köklü işbirlikleri sayesinde ortak müfredat oluşturuyoruz. Her sektöre ihtiyacı doğrultusunda kaliteli insan kaynağı oluşturulmasını sağlıyoruz. İş dünyasının neye ihtiyaç duyduğunu biliyoruz. Personelimizin önemli bölümü kendi öğrencilerimiz ve mezunlarımız. Biz, bizimle birlikte büyüyecek ve kendisini aileden biri gibi görecek öğrenciler ve çalışanlar istiyoruz. Bizim çalışanlarımızın önemli bir bölümü kendi öğrencilerimiz ve mezunlarımızdan oluşuyor. Çünkü biz verdiğimiz eğitime güvendiğimiz gibi beraber gelişmenin kıymetinin de farkındayız. Kültür aktararak ve yaşayarak korunur. Bu yaşam alanında olduğu kadar eğitim ve iş hayatında da kişilik sınıflarda birebir uygulamalı eğitimBire bir eğitim vermeyi amaçlayan Nişantaşı Üniversitesi 30 kişilik sınıfları ile öğrencilerine proje yönetimini öğreterek yaşatmayı hedefliyor. Düşük sınıf mevcutları ile öğrencinin bilgiyi alabilmek kadar uygulayabilmesini ve kendini ifade edebilmesini teknik bölümlerde düşük sınıf mevcudu, alınan eğitimin kalitesi açısından son derece önemlidir. Öğrencilerimiz rahatlıkla uygulama laboratuvarlarında aldıkları teorik alt yapıyı pratikle bütünleştirme imkanı alacağı diploma kadar kişisel, duygusal ve bilişsel gelişimi de önemseyen Nişantaşı Üniversitesi, her öğrencinin önemli olduğundan hareketle kendilerini ifade etmeleri, hayallerine giden basamakların ilk adımlarını bizimle beraber çıkmaları ve sağlam kurmaları için bütün imkanlarımı sunuyor. Teknik alt yapısı, uygulama laboratuvarları kadar akademik kadromsu ile bire bir öğrenciyle temas edebilmesi ve öğrenciyi tanıyıp yönlendirmesi de üniversitenin en önemli hedeflerinden kadar velileri de düşünüyorNişantaşı Üniversitesi, kaliteli eğitim vermek kadar bunu herkes için ulaşılabilir kılmak için de çalışıyor. Kampus yeri seçiminden burs imkanlarına kadar her şey, iyi eğitimi daha çok kişiye ulaşılabilir kılmak için. Nişantaşı Üniversitesi’nin bölüm ve programlarının üçte ikisi, yüzde 75 burs oranıyla öğrenci alıyor. Vakıf bilinciyle yola çıkan ve “vakfetme” prensibiyle hareket eden üniversite, öğrenciler kadar velileri de düşünerek uzun ve zorlu bir süreç sonunda üniversiteye gelen öğrencilere yüksek oranda burs veriyor. Böylece öğrencilerin çalışmalarını ödüllendirdiği kadar velilerin de sırtından yük alabilmek için bütün kolaylıkları sunuyor. Üniversitenin mühendislik bölümlerinin tamamı yüzde 75 burs veriyor. Yine gittikçe önem kazanan mesleklerden Gastronomi ve Mutfak Sanatları, Radyo Televizyon ve Sinema, İç Mimarlık gibi bölümleri de yüzde 50 burs oranıyla öğrenci alıyor. İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi bölümlerimiz ve meslek yüksekokulu programlarının yine yaklaşık üçte ikisine yüzde 75 burs oranıyla öğrenci Üniversitesi’nde verilen burslar disiplin suçu dışında asla sosyal hayatNişantaşı Üniversitesi kaliteli eğitimi kadar sosyal imkanları ve öğrenci kulüpleri ile de öğrencilerin kendilerini geliştirmeleri ve ifade edebilmeleri için imkan sağlıyor. Girişimcilik ve Kariyer Kulübü, Kişisel Gelişim Kulübü, Sivil Havacılık Kulübü, Psikoloji Kulübü, Flaneur Kulübü, UniBjk, Ultraslan GS, UniFEB, Müzik Kulübü, Dans Kulübü, Radyo Kulübü, Tiyatro Kulübü, Sosyal Yardımlaşma Kulübü gibi kulüpler kurduğu ve yayın yaptığı Radyo Nişantaşı sık sık canlı yayında ünlü isimleri ağırlıyor ve birlikte yayın yapıyor. Radyonun kurucularından Okan Gürel, ticari kaygıları olmadığını, çok sağlam bir ekipleri olduğunu, internet radyosu oldukları halde çok iyi bir arayüz geliştirerek profesyonel çalıştıklarını dile sözlerine şöyle devam etti “Radyo Nişantaşı’nı kurmamızdaki başlıca amaç; üniversitemiz içerisinde radyo ve televizyon programcılığı, radyo televizyon ve sinema bölümlerindeki öğrencilere bir nevi staj imkânı sunmak, radyo ve radyoculuğu göstermek, sektörde başlarına gelebilecek olaylara karşı öğrencileri hazırlamak. Böylece bölümlerinden mezun olana kadar kendilerini bilen, yayın yapmış veya donanımsal olarak kendisini geliştirmiş bireyler olarak okulumuzdan mezun olacaklar.”BU BİR İLANDIR İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet'in öncülüğüyle kurulan Nikomedia Kazıları İzmit Kültür, Sanat ve Eğitim Vakfı'nın lansmanı ile "Kayıp Roma Başkenti Nikomedia'nın Renkli Rölyefleri" adlı kitabın tanıtımı, yoğun katılımla Şehir Nikomedia'yı dünya mirasına kazandırmak üzere ilk adımı atan ve 2022'yi Nikomedia Yılı ilan eden İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet'in öncülüğüyle başlayan çalışmalar sonucunda Nikomedia Kazıları İzmit Kültür, Sanat ve Eğitim Vakfı'nın resmi tescili 21 Nisan 2022 tarihinde gerçekleşti. Vakıf yönetimi, Antik adı ile Nikomedia'da bağımsız, kurumsal ve tek bir çatı altında çalışmak üzere kurulan vakfın Kocaeli Arkeoloji Müzesi Bahçesi'nde Eski tren garı lansmanı yapıldı. Programda İzmit Kent Orkestrası sahne alırken, Sahne İzmit Halk Dansları ekibi 'Lirik Dans Gösterisi' sahneledi. GENİŞ KATILIMLansman ve kitap tanıtım programına, Kocaeli Müze Müdürü Serkan Gedük, İl Kültür Turizm Müdür Yardımcısı Ayhan Zeren, Nikomedia Kazıları İzmit Kültür, Sanat ve Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Yavuz Ulugün, Nikomedia Kazıları İzmit Kültür, Sanat ve Eğitim Vakfı Genel Sekreteri Hakime Özgüven, Numan Gülşah, Doç. Dr. Tuna Şare Ağtürk, Sertaç Turgut, Emel Aracı, Müzeyyen Ünal, Fuat Biçici, EMEP il Başkanı Arzu Erkan, CHP İl Başkan Vekili Nazım Gençtürk, Vatan Partisi İl Başkanı Yalçın Arslan, CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan, CHP Derince İlçe Başkanı Elvan Sarım, CHP Çayırova İlçe Başkanı Cihan Soyluçiçek, CHP Körfez İlçe Başkanı Bülent Yıldız, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Songül Kaya, DİSK Bölge Temsilcisi Vedat Küçük, Kocaeli Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Özcan Çakır, Makine Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Ali Elma, Kocaeli Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ayşe Engin Arısoy, Kocaeli Doğa Sporları Kulübü Başkanı Berna Ayakta Şerifi, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Kocaeli Şube Başkanı Yüksel Öztürk, İç Mimarlar Odası, çok sayıda STK ve dernek yöneticileri, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı."İDEALİMİZDEN VAZGEÇMEDİK"İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, lansman programında yaptığı konuşmada şunları kaydetti "Biz bugün heyecanlıyız, bir o kadar mutlu ve gururluyuz. Çünkü 2 yıl önce çok inanarak, büyük bir kararlılıkla 'Zor, yapılamaz, ikna edemezsiniz, çok zorlanacaksınız' demelerine rağmen biz kararlılığımızdan, inancımızdan, bu kente olan sevgimizden ve bu kente aşkımızdan bu kente daha fazla nasıl katkı sunabiliriz idealimizden EMEK VERİYORUZ2 yıl önce başladığımız çalışmaların bugün yavaş yavaş meyvelerini almaya başladık. Bu kenti seviyoruz ve bu kentin klasik belediyeciliğin ötesinde kültür, sanat, tarih, turizm, her anlamda öncü olmasını istiyoruz. Bu konuları da tabana yaymak, halkla paylaşmak istiyoruz. Kentin ilerlemesi için, bunu kıymetli bir varlık haline getirmek için arkadaşlarımızla birlikte çok ciddi emek veriyoruz. -BU KENT İÇİN BÜYÜK BİR KAYIPTINikomedia Kazıları İzmit Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı'nın ve vakfımızın mütevelli heyetinde yer alan Doç. Dr. Tuna Şare Ağtürk'ün hazırladığı 'Kayıp Roma Başkenti Nikomedia'nın Renkli Rölyefleri' adlı kitabın tanıtımına öncelikle hepiniz hoş geldiniz demek istiyorum. İzmit'in 3 bin yıllık tarihini ortaya çıkarmak için göreve geldiğimizden beri üzerinde duruyoruz. Böylesine ihtişamlı bir tarihin, ayaklarımızın altında yatıyor olması, üstünün örtülü olması bu kent için büyük bir kayıptı. -ROMA İMPARATORLUĞUNUN BAŞKENTİİzmit yıllar içerisindeki gelişmelerle sanayi ile anılıp durdu. Sanayi kenti dendi. Elbette bu İzmit ve İzmitliler için kötüydü, olmaması gerekiyordu demek istemiyorum. Ama sanayi için yapılan yatırımın 3'te 1'i bile kültür ve turizm için yapılmadı bu kent için. Oysa çok zengin bir kültürü ve tarihi var bu kentin. Türkiye'de bulunan antik kentlerin pek çoğundan daha büyük, daha görkemli ve pek çoğundan daha gizemli bir kent yatıyor ayaklarımızın altında. İstanbul'dan önce Büyük Roma İmparatorluğu'na tam 46 yıl başkentlik yapmış olan Antik Nikomedya'dan bahsediyoruz. Hani taşı toprağı altın derler ya. Aslında İzmit'in taşı toprağı SAHİP ÇIKMAMIZ GEREKİYORDUBizler de bu tablonun farkında olarak seçimlerden önce bir söz verdik. Sanayi kenti İzmit'i; sözde değil özde olarak, tarih ve turizm kenti haline getirmek için kollarımızı sıvadık. 'İzmit'in tarihine sahip çıkmak, İzmit'e sahip çıkmaktır' diyerek bunun için defalarca Turizm ve Kültür Bakanlığıyla görüşmelerimiz oldu. Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü ve Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü Müzeler Daire Başkanlığına ziyaretlerde bulunduk. 3000 yıllık tarihi geçmişe sahip olan ama sanayiyle Körfeze sıkışmış bir şehrin tarihine sahip çıkmamız gerekiyordu. -PROTOKOLE İMZA ATTIKÇukurbağ kazı alanı, Paşa Suyu antik su kemerleri, Karaburç gibi pek çok tarihi alanı ayağa kaldırmak istiyoruz. Bu amaçla çıktığımız yolda hepinizin bildiği gibi bir sene önce yine burada; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü, İzmit Belediyesi ve Kocaeli Müze Müdürlüğü ortaklığında bir protokole imza atmıştık. Bu vesileyle Bakanlığa, Sayın Bakana, Müzeler Genel Müdürlüğüne, Kocaeli Müze Müdürlüğümüze teşekkür ediyorum. Bu protokole sorumluluk bilinciyle imza attık. -ANKARA İLE TEMASA GEÇTİKHatta açılışımıza katılan Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Seyit Ahmet Arslan şunu demişti ve gerçekten de çok anlamlıydı bizim için. 'Keşke tüm il ve ilçelerimizde sizler gibi kültür varlığına bu kadar kıymet veren, her şeyi sadece Ankara'dan beklemeyip, şehrin tüm yöneticileri ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte kültür varlığına kıymet veren yöneticilerimiz olabilse' demişti. Bizler de gerçekten bu protokol öncesinde gerçekleştirdiğimiz Ankara ziyaretlerinin ne kadar önemli olduğunu, İzmit için gerçekleştirdiğimiz çalışmaların Ankara'dan nasıl göründüğünü bir kez daha anlamış olduk. Pekiyi, Çukurbağ Kazıları protokolü imzaladıktan sonra neler yapıldı. Kısaca ondan da bahsetmek istiyorum; Öncelikle kazı alanının temizliği ve düzenlemesi yapıldı. Kazı evi onarıldı. Kazı alanında farklı parsellerde oluşan moloz ve çöpleri el yordamıyla ve titizlikle temizlendi. Kazı Başkanlığı tarafından, alanda orijinal mermer döşemeleri koruma altına alındı. -BÜYÜK BİR ADIMAlan tespit haritaları hazırlandı. Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Oruç ve Doç. Dr. Ertan Pekşen ile kıymetli ekibi, Çukurbağ ve kazı alanı çevresi arkeo jeofizik çalışmalarını tamamladı. Ekip tarafından büyük bir özenle toprak altının manyetik dalgalarla röntgeni çekildi. Ayrıca mevcut kazı alanında yapılacak kazı süreci planlandı. Şimdi de bugün burada; bir sonraki büyük adımı atıyoruz. Nikomedia Kazıları İzmit Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı'mızın Lansmanı'nı gerçekleştiriyoruz. Bu gerçekten İzmit için, İzmit'in tarihi ve aynı zamanda geleceği için gerçekten büyük bir adım. -KÜLTÜREL ZENGİNLİK DUYURULMALIBizler bu Vakıfla birlikte; kentimizin sosyal, ekonomik ve kültürel zenginliğinin duyurulmasını, Antik Nikomedia arkeolojik kazılarının desteklenmesi, Nikomedia antik mirasının UNESCO Dünya Tarihi Miras Listesinde yer alabilmesini, Antik kentimizin manevi mirasları olan Hoşgörü Fermanı gibi kültür, sanat, tarih, eğitim ve kent turizminin gelişmesi için herkesi bir idealde buluşturacak projelerin hayata geçirilmesini amaçlıyoruz. -KENTLİ BİLİNCİ GELİŞTİRİLMELİAyrıca Nikomedia isminin sadece yurt içerisinde değil, yurt dışında da daha kapsamlı ve kurumsal bir biçimde tanıtılmasını çok önemli görüyoruz. Bunun için de; Nikomedia'nın yurtiçi ve yurt dışında kültür turizmi ve tanıtımı ile ilgili yeni kültür rotalarının oluşturulması, Nikomedia hakkında yapılan akademik çalışmaların arttırılması, desteklenmesi ve eğitimin özendirilerek tümüyle tarih ve kültürüyle bütünleşen kentli bilincinin geliştirilmesini hedefliyoruz. -VAKFIMIZIN TESCİLİNİ GERÇEKLEŞTİRDİKNikomedia antik mirasının 'UNESCO Dünya Tarihi Miras Listesi'nde yer alabilmesini gerçekten çok arzuluyoruz ve Nikomedia Kazıları İzmit Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı'mızın en önemli çalışma sahalarından biri de bu görevli isimler İzmit için gerçekleştirdikleri çalışmalarla kentimizi marka yapmak için bu Vakıf çatısı altında çalışmalarını sürdürecek. Hepsine burada huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Vakfımızın mütevelli heyetinde de yer alan Doç. Dr. Tuna Şare Ağtürk'ün hazırladığı 'Kayıp Roma Başkenti Nikomedia'nın Renkli Rölyefleri' isimli çok değerli bir eserin de tanıtımı için buradayız. 2001 ve 2009'da çıkan rölyeflerin renk analizlerinin incelenmesi ve o rölyeflerin nereye ait olduğunu anlattığı kitabı. İmparatorluk sarayı olduğunu değerli hocamız buldu. Daha öncesinde sporcu yetiştirilen Cimnasyum olduğu zannediliyordu burasının. Nikomedia'nın arkeolojik, kültürel ve tarihi mirasının UNESCO Dünya Tarih Miras Listesinde yer alabilmesini ideal edinerek, amaçlarımız ve vizyonumuzu gelecek kuşaklarla buluşturacak olan Nikomedia Kazıları İzmit Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı'mızın İzmit'e hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum."ESERLERİN DETAYLI İNCELEMESİBaşkan Hürriyet'in ardından söz alan Doç. Dr. Tuna Şare Ağtürk ise kitabının tanıtımını yaparak, şöyle konuştu "Bu kitap yaklaşık 9 yıllık bir çalışmanın ürünü. Kitabın aslı İngilizce olarak 1 yıl önce yayınlandı. Kitap dünyanın birçok köşesinde tanıtıldı. Nihayet kitap Nikomedyanın gerçek sahipleriyle Türkçe olarak buluşuyor. Kitapta Çukurbağ Kurtarma Kazılarında ortaya çıkarılan eserlerin çok detaylı incelemesi bulunuyor. Yaptığımız çalışmalarda bu eserlerin aslında Nikomedya'nın altın çağında inşa edilmiş bir kompleksin parçası olduğunu anladık. Bu kompleksin küçük bir avlusundayız henüz. Bu avluyu süsleyen rölyefler tüm dünya kültür mirası için büyük bir öneme sahip. Rölyefler Nikomedyanın altın çağında nasıl yaşadıklarını öğrenebiliyoruz. Nikomedya rölyefleri şimdiye kadar renkleri en iyi korunmuş Roma heykelleri." "BUGÜN BİR RÜYA GERÇEK OLUYOR"Programda konuşan Nikomedia Kazıları İzmit Kültür, Sanat ve Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Yavuz Ulugün ise "Hiç rüyanızın gerçek olduğunu gördünüz mü? Böylesi bir tarihe sahip olup da bunu çok da değerlendiremeyen bir kentiz. Bunu değerlendirememek bizim ayıbımız. Bugün bu rüyanın gerçekleşmesinin tek sebebi sevgili başkanımız Fatma Kaplan Hürriyet. Hep birlikte kutlayalım. Kıymetini bugün de anlıyoruz ama yarınlarda çok daha fazla anlayacağız. Çünkü kentin çehresi değişecek. Burada turistik hareketlilik başlayacak ve bu ciddi bir ekonomidir. Bu kentin Bitinya Başkenti olarak bir iddiası olması lazım. Buradaki arkeoloji müzesinin de bir iddiası olması lazım. Bitinya Bölge Müzesi olmalı" dedi.

engin fikirler eğitim ve kültür vakfı